Saç dökülmesi tek bir şekilde gerçekleşmez — farklı desenlerde, nedenlerde ve şiddet seviyelerinde ortaya çıkabilir. Bu nedenle, doğru saç ekimi tekniğini seçmek, hastanın yaşadığı saç dökülmesi türünü doğru tanımlamaya bağlıdır. Neyse ki, modern saç restorasyon yöntemleri bireysel ihtiyaçlara göre özelleştirilmiş çeşitli teknikler sunar. Bu makalede, en yaygın saç dökülmesi türlerini ve her biri için en etkili saç ekimi yöntemlerini ele alacağız.

Saç dökülmesi türünü anlamak çok önemlidir çünkü tüm saç ekimi yöntemleri her durum için eşit derecede etkili değildir. Bazı teknikler lokal veya bölgesel dökülmelerde daha başarılıyken, bazıları yaygın incelme ya da tamamen kellik durumlarında öne çıkar. Doğru tekniği seçmek, daha iyi sonuçlar elde etmeyi, kafa derisine minimum zarar verilmesini ve donör saçların korunmasını sağlar.

En uygun yöntemi seçmeden önce en sık görülen saç dökülmesi türlerini bilmek gerekir:

• Androgenetik Alopesi (Erkek/Kadın Tipi Saç Dökülmesi): En yaygın tiptir. Erkeklerde saç çizgisinin gerilemesi veya tepe bölgesinde dökülme, kadınlarda ise yaygın incelme şeklinde görülür.
• Alopecia Areata: Bağışıklık sistemi kaynaklı, yamalı saç dökülmelerine neden olan bir durumdur.
• Skarlı Alopesi: Kafa derisindeki iltihaplanmalar sonucu oluşan, kalıcı saç kaybı ile karakterize edilir.
• Traksiyon Alopesi: Saçlara sürekli baskı uygulayan sıkı saç modelleri nedeniyle oluşur.
• Telogen Effluvium: Stres, hastalık veya hormonal değişiklikler gibi nedenlerle geçici saç dökülmesidir.

Her bir durum, cerrahi veya cerrahi olmayan farklı bir tedavi yaklaşımı gerektirebilir.

Androgenetik alopesi yaşayan hastalar — saç ekimine en uygun adaylardır — ve bu durumda hem FUE (Foliküler Ünite Ekstraksiyonu) hem de DHI (Doğrudan Saç Ekimi) yöntemleri oldukça etkilidir.

• FUE, geniş alanlardaki dökülmeler için idealdir. Tek tek greftler alınır ve seyrek alanlara yerleştirilir.
• DHI, FUE’nin bir çeşididir ve yoğunluk ve açı kontrolü açısından avantaj sağlar. Alıcı bölgede önceden kanal açmadan doğrudan implantasyon yapılır, bu da mevcut saçların korunmasına yardımcı olur.

Ne yazık ki, alopecia areata öngörülemez bir yapıya sahiptir ve aktif yamalar üzerine saç ekimi genellikle önerilmez. Ancak durum uzun süre stabil kaldıysa ekim düşünülebilir. Yine de başarı oranı değişkenlik gösterebilir.

Bu tür vakalarda öncelikle kortikosteroidler, PRP tedavisi ya da bağışıklık sistemini düzenleyici ilaçlar gibi cerrahi dışı yöntemler tercih edilmelidir.

Evet, ancak dikkatli olunmalıdır. Skarlı alopeside saç kökleri ve çevresindeki deri kalıcı olarak zarar görür. Bu durum kan dolaşımını da etkileyebilir. Enflamasyon kontrol altına alındıktan ve hastalık aktifliğini kaybettikten sonra saç ekimi mümkün olabilir.

Bu tür durumlarda, kafa derisine daha az zarar verdiği için genellikle FUE yöntemi tercih edilir. Ancak, işlem öncesinde detaylı bir değerlendirme ve gerekirse biyopsi şarttır.

Traksiyon alopesi genellikle saç çizgisi ve şakak bölgelerinde görülür. Eğer erken teşhis edilirse, saçlar baskı kaldırıldığında doğal olarak yeniden çıkabilir. Ancak ileri aşamalarda kökler kalıcı olarak zarar görmüşse, saç ekimi oldukça başarılı sonuçlar verebilir.

Bu noktada, DHI tekniği yüksek hassasiyet ve doğal bir saç çizgisi tasarımı sağlaması nedeniyle avantajlıdır.

Telogen effluvium genellikle doğum, aşırı stres, ameliyat ya da vitamin eksikliklerinden kaynaklanan geçici bir saç dökülmesidir. Bu tür vakalarda saç genellikle kendiliğinden yeniden çıkar. Bu nedenle, cerrahi saç ekimi önerilmez. Altta yatan nedenin tespiti ve tedavisi en etkili yaklaşımdır.

Kadın tipi saç dökülmesi (yaygın olarak incelme) yaşayan kadınlar için DHI yöntemi uygundur. Bu teknik, mevcut saçlar arasında tıraş gerektirmeden ekim yapılmasına olanak sağlar. Bu sayede doğal görünüm korunur.

Ancak ekim yapılacak donör bölgenin yeterli olması ve incelmenin tiroid hastalığı ya da hormonal bozukluk gibi altta yatan bir nedenden kaynaklanmadığının belirlenmesi önemlidir.

Elbette. Saç ekimi kalıcı bir çözüm sunabilir, ancak herkes için uygun olmayabilir. Alternatif yöntemler şunlardır:

• İlaçlar: Minoksidil, finasterid
• Düşük düzey lazer tedavisi (LLLT)
• PRP (Platelet Rich Plasma) tedavisi
• Saç dövmesi (scalp micropigmentation)
• Saç yoğunlaştırıcı, kozmetik kapatıcı ürünler

Bu yöntemler saç dökülmesini yavaşlatabilir, yoğunluğu artırabilir veya saçların daha dolgun görünmesini sağlayabilir.